BASINA VE KAMUOYUNA
Değerli meslektaşlarımız,
Kamuoyunda Barolar ve Meslek örgütlerinin yapısının yasal düzenleme ile değiştirileceği hususu basına yansımıştır. Ancak gerek Adalet Bakanlığı’nda gerekse TBB’de böyle bir çalışma olmadığı belirtilmiş olmasına rağmen Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklaması ile bu husus ülke gündemine girmiştir. Ancak bugüne kadar değişikliklerle ilgili olarak Barolarla görüşülmüş değildir.
Geçtiğimiz hafta TBB Başkanı Av.Prof.Dr.Metin Feyzioğlu ve Baro başkanlarının katılımı ile Adalet Bakanı Sayın Abdülhamit Gül ve Kamu Denetçiliği Kurumu Başkanı Şeref Malkoç ile 19 Mayıs ve 1 Haziran tarihli TBB ve 80 Baronun ortaklaştığı basın bildirilerinde ortaya koyduğu kararlılık doğrultusunda görüşmüş ve TBMM’de grubu bulunan partilerle de görüşme yapılarak düşüncelerimiz anlatılmıştır.
Bugüne kadar Avukatlık Kanunu üzerinde yapılacak değişikle ilgili ne TBB ne de Barolar ile bir bilgi paylaşılmıştır. Basına yansıyan bilgilere göre çoklu baro sistemi yargı camiamıza çok zarar verecektir. Bilindiği üzere Türkiye Cumhuriyeti üniter bir devlettir. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin yargı kısmının üç kurucu unsurundan biri savunma makamı olup savunmanın örgütlendiği yer barolardır. Nasıl ki çoklu mahkeme, çoklu savcılık, çoklu Yargıtay, çoklu Anayasa Mahkemesi olamaz ise çoklu baro da olmamalıdır. Aksi taktirde siyasi düşüncesine, etnik kimliğine ve mezhebine göre baroların kurulması söz konusu olacaktır. Bu durum da ülkemizin üniter yapısına aykırı birçok oluşumların önünü açacağı gibi hukuk güvenliği tehlikeye girecektir. Yine çoklu baro olması halinde yargıçların ve savcıların iradeleri de etkilenmiş olacaktır. Birçok yargıç veya savcı, avukatın bağlı olduğu baroya göre karar vermesi halinde bu durumdan en çok yargı camiası zarar görecektir. Ekonomik olarak zor durumda olan halkımıza ücretsiz hukuki yardım sağlayan Adli Yardım, CMK sistemleri bozulacaktır.
Yönetimlerde ve delege seçimlerinde nisbi temsil uygulamasını da kabul etmek mümkün değildir. Nisbi temsil uygulandığı taktirde baro yönetimlerinde Baroların en yüksek iradesi olan her bir Avukatın üyesi olduğu Baro Genel Kurulun iradesine halel getirilecek, Adeta bir vesayet yapısı şeklinde Genel kurulun en çok oy verdiği kişiler değil, gruplaşmalar doğrultusunda yönetim oluşacaktır ki bu durumda Avukatların kimleri yönetimde görmek istediği yönünde ki hür iradesi yok sayılacağı gibi temsilde adalet düşüncesi de büyük yara alacaktır. Baroların Avukat sayısıyla doğru orantılı olarak hakkaniyetli olarak TBB delegasyon yapısını değiştirerek temsilde adaleti bozacak mahiyette değişiklik yaparak baroların avukat sayısıyla doğru orantılı olmayacak şekilde delege yapısını artırmak veya azaltmanın da hukuk devletine yara vereceği açıktır.
Bir devletin demokratik niteliğinin göstergesi hukuk devleti ve evrensel hukuk ilkelerinin tüm kurumları ile işler halde olmasından geçer. Hukuk devleti ancak güçlü, bağımsız ve tarafsız bir yargı erkinin varlığı ile hayat bulur. O nedenle; Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine, Anayasanın 135. Maddesine aykırılık teşkil eden bu tasarı aynı zamanda Cumhuriyetimizin köklü kuruluşlarından biri olan baroların da demokratik yapısını bozacak, baroları işlevsizleştirilecektir. Eğer bu düzenleme geçer ve barolara tanınan Avukatlık Kanunu 76. ve 95. Maddelerinde yer alan hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak maddeleri kaldırılırsa; kadına yönelik şiddette, çocuğun cinsel istismarında, adil yargılanma hakkında, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasında, işkence ve kötü muameleye karşı mücadelede, demokratik ve laik düzeni savunmada, doğanın talan edilmesine karşı açılacak çevre davaları ve buna benzer birçok davada halkımız savunmasız kalacaktır.
Halen daha içeriğini bilmemekle beraber kamuoyunda konuşulan tasarı avukatların sesini kesme, kendi iradesini kendi yönetiminde tecelli etmesinin önüne geçme tasarısıdır. Unutmayalım ki “Avukatların sesi kesilirse, yurttaşların nefesi kesilir.”
Saygılarımızla.
Manisa Barosu Başkanlığı