AnasayfaHaberler

01.09.2020 Adli Yıl Açılış Töreni

1.09.2020 12:14:27
01.09.2020 Adli Yıl Açılış Töreni

 

 

 

          Manisa Barosunun güzide Avukatları, Değerli Meslektaşlarım,

          Yazılı ve Görsel basınımızın değerli emekçileri ;

          2020-2021 Adli yıl açılış törenimize hoş geldiniz.

 

                    2020-2021 Adli yılının vatanımıza, milletimize, yargı camiasına hayırlı olmasını, sorunların en az yaşandığı, yargı bağımsızlığının güvence altına alındığı, yargıda görev yapanların huzur içinde geçirdiği bir yıl olmasını diliyorum.

                    2020-2021 Adli Yıl başlangıcında; bizleri çağdaş, laik, sosyal hukuk devleti içinde yaşamayı hedef gösteren, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve arkadaşlarını huzurlarınızda rahmetle ve minnetle anıyorum. Ruhları şad olsun.

                    Ayrıca bu güne kadar Manisa Barosunda görev almış başkanlarımıza ve kurul üyelerimize, ülkemizde hukuk,meslek adına emek veren katkı sunan tüm hukuk ve yargı camiası üyelerine,vermiş oldukları katkı ve emeklerinden dolayı şükranlarımızı sunuyor,hayatını kaybedenleri rahmetle anıyorum.

Atatürk’ün “Adalet gücü bağımsız olmayan bir ulusun devlet biçiminde varlığı kabul edilmez.” Sözleri asla unutulamaz.

                    Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK Ankara Hukuk Fakültesi’nin açılışında: “Bu kurumun açılışında duyduğum mutluluğu hiçbir girişimde duymadım” bir başka sözünde ise “Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin devlet halinde varlığı kabul edilmez” demiştir.ATATÜRK’ün bu sözlerinden anlaşılacağı üzere bir devletin varlığı için temel unsur yargının bağımsızlığıdır. Yargısı bağımsız olmayan devletler yok olmaya, başkasının esareti altına girmeye mahkumdur. Gazi Mustafa Kemal yaşadığı sürece yargıya ,yargının üç unsurundan biri savunmaya büyük değer vermiştir.

                    Adalet: Ulusun namusu ve onuru, devletin de önünde asla  bulutu olmayan güneşidir.

                    İnsanlığın en etkin güvencesi, hakların ve özgürlükleri en soylu bekçisidir.

                    Devlet adına yetkili yargı organın başlıca görevi, her tür kuşkudan ve etkiden uzak olarak tam bir bağımsızlık ve yansızlıkla, adaleti yaşama geçirmektir. Yurttaşların haklarının ve özgürlüklerinin korunması, savunulması ve sağlanması adaletin anlamının ve amacının gereğidir.

                    Adalet devletin saygınlığının koşuludur.

                    Kişisel bir güç olmadığından kimsenin adına ya da yetkisine bağlı tutulamaz. Kimse adaletin kaynağı, dayanağı ve gücü olamaz. Bu nedenle bağımsızlık adaletin mayasıdır. Aynı zamanda adaleti saptayıp yaşama geçirmekle yükümlü yargının varlık felsefesi ve kan damarıdır.

                    Bağımsızlık yargının en seçkin en özgün karakteridir. Etkilere açık ,baskılara elverişli, yönlendirmeye uygun yargı bir hukuk oyunudur. Kararların “Ulus Adına” verilip açıklanması da kurumsal bir çalışmanın, tam bağımsız ve yansız bir yapının ürünü olduğunu belirtmek gerekir.

 

                    Adaleti amaçlamayan “ Hukukun üstünlüğü ilkesine” bağlı kalmayan , yansızlığa özen göstermeyen yargı bir araç olmaktan öteye geçemez.

 

                    Dünyanın her yerinde yargının niteliği “Buyruk ve etkiden uzak, bağımsız ve yansız, akıl aydınlığında ,ahlak güvencesinde, vicdan süzgecinde bir ulusal yapı” olarak özetlenir.

 

                    Hukuk bir barış kurumudur.

                    Adalet, devletin temeli , varlığımızın güvencesidir.

                    Bağımsız olmayan yargı bağımlı yargıdır.

 

                    Adalet ,yalnız hakkın ,hukukun ,insanlığın kaynağı ve pınarı değil bu değerlerin dayanağıdır. İnsanlık ülküsüdür, erdemin özsuyudur.

 

                    2020-2021 Adli Yılını; Dünyayı ve Ülkemizi etkisi altına alan COVİD-19 küresel salgını koşullarında karşılıyoruz.

                    Bu Adli Yılı, Covid-19 pandemisi koşullarında, tamamen anti demokratik bir süreç işletilerek kamuoyunun gündeme getirilerek, 80 Baronun tamamının itirazına   ve demokratik yöntemlerle karşı duruşuna rağmen, Çoklu/ Paralel Baroların önünü açacak, Bağımsız savunmaya darbe niteliğindeki Avukatlık Kanunu değişikliklerin yasalaştığı bir süreçte karşılıyoruz. 

 

                    Meslektaşlarımız salgının neden olduğu etkiler nedeniyle uzun süredir ekonomik sorunlar ile boğuşurken, avukatların mesleki güvenceleri her geçen gün erozyona uğratılıp, meslek alanlarımız daraltılırken, avukatlara yönelik baskı, tehdit ve fiili saldırıların hiç olmadığı kadar arttığı bu süreçte yıllardır mesleğimizi ifa ederken yaşadığımız yakıcı sorunlara hiçbir çözüm getirmeyen, Baroların ve avukatların hiçbir talebinin karşılanmadığı Avukatlık Kanunu Değişikliği teklifi maalesef yasalaşmıştır.

 

                    Anayasamızda açıkça yazılı olduğu üzere; Türkiye Cumhuriyeti laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir. Bağımsız ve tarafsız Yargı Hukuk Devleti ve Demokrasinin olmazsa olmazıdır.

 

                    Avukatlık Kanunu'nun 1. maddesinde yer alan “yargının kurucu unsuru olan avukat, bağımsız savunmayı temsil eder”

 

                    Avukatlık Kanunu'nun 76. ve 95. maddeleri ile düzenlenen “Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak” görevi barolara meslek örgütü olmasının yanı sıra, çağdaş demokratik bir hukuk devletinin tüm organlarıyla hakim kılınması için çok önemli bir görev yüklemektedir.

 

                    Barolarımız, Avukatın müvekkiline ve her türlü otoriteye karşı bağımsızlığının ve özerkliğinin koruyucusu, yurttaşların temel hak ve özgürlüklerinin, adil yargılanma hakkının, hak arama özgürlüğünün teminatı ve savunucusu, Anayasamız uyarınca da Kamu kurumu niteliğinde ve Yargının kurucu unsuru olan bir Cumhuriyet kurumudur.

 

                    Yargı kurumlarının tekliği ve bölünmezliği, yargı bağımsızlığı, savunma bağımsızlığı ve nihayetinde Demokratik Hukuk Devleti ilkeleri bakımından Anayasa’ya aykırılığı tartışmasız olan Baroların parçalanıp, bölünerek etkisizleştirilmesine, paralel baroların ve hatta siyasi parti barolarının kurulmasına yol açacak bu düzenlemeler ile TBB Seçim usulleri ile temsilde adalet söylemleri ile başlayıp  en adaletsiz hali ile düzenlenen delege sayısına  ilişkin  değişiklikler başta olmak üzere tüm değişikliklerin Anayasa Mahkemesi tarafından İptal edilmesi gerektiği yönündeki görüş ve taleplerimizi yineliyoruz.

 

                    Her yıl ifade ettiğimiz üzere maalesef yargının ağır sorunları ile karşı karşıya olduğumuz açıktır.  Yargı yükü, uzun süren yargılamalar, adalete erişim hakkının kısıtlanması, yargıya erişimin pahalılığı gibi kronikleşen ve Covid -19 Pandemisi nedeniyle daha da ağırlaşan bu sorunların baroların görüşleri de alınarak bir an önce çözülmesi bu yıl da öncelikli talebimizdir.

 

                    Yargının her türlü baskı ve etkiden uzak, tam bir tarafsızlık ve bağımsızlık içinde yargılama faaliyetinde bulunmasının koşullarının oluşturulması gerekmektedir. Beklentimiz halkın sosyal medya üzerinden adalet arayışında olması değil, yargı makamları nezdinde adalet arayışını sürdürmesidir. Bunun için de yargının hukuka uygun ve adil yargılama ilkelerine bağlı olarak yargılama faaliyeti gerçekleştirmesi ve nihayetinde vereceği kararlardan hareketle adalete duyulan güvenin bir an önce sağlanması zorunludur.

 

                    Anayasa ile güvence altına alınmış hakimlik teminatı ve “hakimlerin görev yerlerinin değiştirilmemesi” ilkesine aykırı bir şekilde hakimleri özgür iradesi dışında, fikri sorulmadan, terfi yoluyla dahi başka bir göreve veya yere atama gibi uygulamalardan vazgeçilmeli, mesleğe kabulde liyakat ve eşitlik esas alınmalıdır.

 

                    Her fırsatta ifade ettiğimiz üzere avukatlara ve örgütlü gücü olan barolara yönelik baskı, saldırı ve her türlü sindirme girişimi esasen halka, halkın adil yargılanma hakkına ve demokratik hukuk devletine yöneliktir. Tüm bunların yanında meslektaşlarımıza yönelen kolluk şiddeti de en son baro başkanlarına yönelik hukuksuz ve ölçüsüz müdahaleler ile akıl almaz boyutlara ulaşmıştır.

                    Avukatlara gerek mesleğin icrası nedeniyle, gerekse de mesleki faaliyetleri nedeniyle yönelen baskı, tehdit ve sözlü ve fiziki saldırılar maalesef inanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Mesleğin icrası nedeniyle “Avukatlara yönelik saldırılarda saldırganların çoğunlukla tutuksuz yargılanmaları, yargılama neticesinde de hak ettikleri şekilde cezalandırılmamaları, avukatı uyuşmazlığın tarafı gören hastalıklı zihniyet yeni saldırılarına adeta davetiye çıkarmaktadır. Yine meslek alanlarımız sürekli kapsamı genişletilen zorunlu arabuluculuk uygulamaları, uzlaştırma, noterlere devredilen işlerle iyice daraltılmıştır. HMK değişikliği ile de avukatsız duruşma yapılmasının önü açılarak yüzyüzelik ve doğrudan doğruyalık ilkeleri zedelenmiş ve avukat adeta yargılama faaliyetlerinden uzaklaştırılmıştır. Sayısı yüzlerle ifade edilen ve nerdeyse her ilde birden fazla bulunan hukuk fakültelerinden her yıl yirmi bine yakın genç mezun olarak mesleğe adım atmakta, mesleki, sosyal ve ekonomik sorunlarla boğuşmaktadır.

 

                    Yine mesleki faaliyetleri nedeniyle bir çok meslektaşımız soruşturma ve kovuşturmaya maruz kalmakta, bir çok meslektaşımız da tutuklu olarak yargılanmaktadırlar.

 

                    Hukukun bittiği yerde tiranlık başlar sözünden hareketle; vatandaşlar için hukuk güvenliği sağlayan ve evrensel değerlerle uyumlu olan hukuk sistemini inşa etmek için biz avukatlar, bugün olduğu gibi yarınlarda da mücadelemizi sürdüreceğiz. Mesleki ve toplumsal sorunlara karşı verdiğimiz mücadelede, tüm meslektaşlarımız ve barolarımız omuz omuza vermelidir. 

                    Barolar Cumhuriyetin, demokrasinin, hukuk devletinin, laikliğin ve hak arama özgürlüğünün savunucuları, adli yargılanma hakkının, demokratik Hukuk Devletinin de teminatıdır. Bu bağlamda hukuk mücadelemizi sürdürme kararlığımızı kamuoyuyla paylaşıyor, Hak ve adalet arayışı yolunda fedakarca çalışan, demokrasi ve hukuk devletinden yana avukat, hakim, savcı meslektaşlarımız ile adliye ve avukatlık bürosu çalışanlarımız başta olmak üzere tüm yurttaşlarımızın yeni adli yılını kutluyoruz.

 

                   

                                                 Saygılarımla.01.09.2020

                                                  MANİSA BARO BAŞKANI

                                                        AV.ALİ ARSLAN